Değerli yazarımız Ahmet Satan kendisini ve “Siz Hiç Kaybettiniz Mi?” adlı eserini anlatıyor.

|

  • Ahmet SATAN kimdir? Yazarlık dışında neler yapar?

Merhabalar, ben Ahmet SATAN. 1989 Kahramanmaraş doğumluyum. Bekârım. Lise dâhil olmak üzere kendi memleketimde okudum. Yaklaşık 6 yıl kadar Turizm sektöründe çalıştım. Bunun iki yılı yönetici kadrosunda geçti.

Ardından Yaşlı ve Engelli Bakımı Rehabilitasyon mezunuyum. Aynı zamanda Ordu Mensubuyum ve bu kurumda 12 yıldır çalışmaktayım.

Ahmet SATAN azimli, kararlı ve tuttuğunu koparan birisi. Nereden geldiğini unutmayan, ailesi ile gurur duyan birisiyim. Yazmayı, okumayı, toplum olaylarına tepkisiz kalmamayı kendime rehber edinmiş birisiyim.

Hayatında idealleri olan ve bunun için savaşan birisiyim.

  • Kitap çıkartmaya ne zaman karar verdiniz ve bu eseri yaratmaya iten ne oldu?

Kitap çıkarmaya ne zaman karar verdim. Okuduğum kitapların içerisinde kendimi görmeye başladığımdan itibaren karar verdim. Okumanın tadını alanlar asla okumayı bırakmazlar. Bende bu tadı hissetmiş birisi olarak önceleri küçük notlarla, daha sonrasında günlük tutarak yazma serüvenim başlamış oldu. Bu konuda iyi ki diyorum iyi ki başladım.

  • Yazma ritüelinizden bahseder misiniz? Örneğin hangi ortamda, hangi materyallerle, hangi müzikle, nasıl bir coğrafyada yazmayı tercih ediyorsunuz?

Yazma ritüelim aslında çok tercihim ile olmuyor maalesef. Bazen bir otobüs yolculuğunda, bazen bir deniz manzarasında, bir dağ zirvesinde oluyoruz. Bazı geceler bir ilham gelir ve sizin parmaklarınız sanki kontrol dışı kalabilir. Ama bir bakmışsınız sayfalar dolusu yazmış olursunuz. Ama ben bu gün yazacağım dediğim zaman kahvemi alırım ve genelde blues jazz müzik esliğinde yazmaya başlarım.

  • Kitaplarınızı yazarken genel olarak başlangıcından bitişine kadar olan süreci bizlere kısaca anlatabilir misiniz?

Kitabımın yazım aşaması şöyle başladı. Elimde tuttuğum notlar, yazdığım günlükler donanım olarak hazır durumdaydı. Sadece bir kurgu yaratmam gerekiyordu. Bende bu kurguyu tamamladım.

  • Yaşantınızda ve eserlerinizde ilham aldığınız idolüm dediğiniz kişi ya da kişiler var mı?

Yaşantımda ilham aldığım kişi Vali Recep Yazıcıoğlu’dur.

Kitabımda ilham aldığım kişi ise Oğuz ATAY hayranıyım. Ama beni yazmaya iten en güzel eser “YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT” adlı eseridir.

  • Yazı masanızın üzerinde sabit kitaplarınız var mı? Dönüp dolaşıp sayfalarını çevirdiğiniz başucu kitabınız var mı?

Yazı masamda asla vazgeçmeyeceğim kitaplarım illaki mevcut. Bunlar olmazsa olmazlarım. Bunlara örnek verecek olursam; Dıno BUZATTI, Tatar Çölü, Nazım HİKMET, Oğuz ATAY ve son olarak Doğan CÜCELOĞLU diyebilirim.

  • En son okuduğunuz kitap nedir? 

En son okumuş olduğum kitap “Mark EOLYNN Seninle Başlamadı”

  • Kitaplarınız televizyona, tiyatroya ya da sinemaya uyarlansa, hangi kitabınızın uyarlanmasını isterdiniz?

Bu konu benim için her zaman önemli bir soru olmuştur. Bu soruya şu şekilde cevap vermek istiyorum.  İlk göz ağrım dediğim “Siz Hiç Kaybettiniz Mi? Kesinlikle bu olmalı diyorum.

  • Kitaplarınızdaki kadın ya da erkek karakterlerin arasında bir bağ var mı?

İllaki eserlerimizde yer verdiğimiz hayatımız ile ilgili kısımlara yer veriyoruz ama bu kadın ya da erkek karakteri olarak değil de genellikle topluma vermek istediğimiz mesajlar olarak veriyoruz.

  • Yazmak isteyen ancak nasıl yazmaya başlaması gerektiğini bilmeyenler için tavsiyeleriniz var mı?

Yazmak isteyen yazar adaylarımıza benim vermek istediğim mesaj; kesinlikle yazmaktan korkmayın. Siz mahcup olacağım endişesini kesinlikle taşımayın. Bu bir hayal dünyası ne kadar donanımınız çok olursa ortaya çok güzel eserler çıkara bilirsiniz. Ama öncelikle yazmak için çok okumak gerekiyor. Buradan yazmak için bekleyen tüm adaylarımıza hayallerinizi kesinlikle bırakmayın diyorum.

  • Yazmak sizin için hayat boyu sürecek bir serüven mi yoksa yazmayı bırakmayı düşündüğünüz bir zaman var mı?

Yazmak benim için hayat boyu sürecek bir serüven. Asla ama asla yazmaktan vazgeçmeyeceğim.

  • Yazmak ve okumak dışında vaktinizi nasıl geçirirsiniz?

Yazmak ve okumak dışında vaktimiz şu şekilde geçiyor. Her yazarın aslında farklı bir meslek dalı vardır. Ben yazmayı bir ticarethane olarak görmüyorum. Benimde yapmakta olduğum bir meleğim var. Sorumlu olduğum kişiler var. Hayatımı idame ettiğim bir yaşantım ve bu yaşantımın müsade ettiği zamanlarda ise genellikle anne, baba, ağabeylerim ve ablalarım ile zaman geçirmeye çalışıyorum. Yeni yerler keşfetmeye çalışıyorum.

  • Yeni eser planlarınız var mı? Var ise bizleri neler bekliyor?

Yeni eser planım, yeni çalışmalarım şu an yazım aşamasında olduğum bir eserim daha var. Onun bitmesi için uğraşmaktayım. Ama önceki eserim dram ağırlıklı idi. Fakat bu eserimde daha çok komedi ve ters köşe olaylarına biraz ağırlık verdim. Okurlarıma biraz tebessüm ettirmek istiyorum. Bunun yanı sıra şiirlere merakım var. Bu konuda da tam bir Nazım Hikmet şiirleri hastasıyım diyebilirim. Henüz raflarda kendi şiirlerim yer almamış olsa da ilerleyen dönemlerde bir şiir kitabı ile de değerli okuyucularımın karşısına çıkacağım.

Şimdiden tüm okuyucularıma ve henüz eserimle tanışmamış olanlara huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Hepinizi çok seviyorum. Hepiniz çok değerlisiniz.

  • Okurlarınıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Siz Hiç Kaybettiniz Mi? Kitabımda da özellikle bu tür mesajlara yer verdim. Tüm okurlarıma vermek istediğim mesaj tam olarak şu; mutluluk ne lüks bir ev, ne de o evin döşenmiş en kaliteli eşyaları. Oturmayacağınız evi satın almayın. Sürdüremeyeceğiniz bir evlilik yapmayın. Hayat arkadaşınızı iyi tanıyın ve bu hayata bir evlat getirecekseniz eğer, evladınıza sahip çıkın ve onu eğitimli ve kültürlü bir şekilde yetiştirmeye çalışın.

Hayat bazen hayal ettiğinizden daha farklı kapılar açabilir size. Ama siz asla hayallerinizin peşinden gitmeyi bırakmayın. Söylemek istediğim diğer önemli konu ise aile bağlarınız çok güçlü olsun. Çünkü sizi asla yalnız bırakmayacak tek varlık ailedir. Ve kesinlikle size ters gelen durumlarda sesinizi çıkarın ve tepkinizi mutlaka ortaya koyun. Hayatta hiç bir şeyden korkmayın. Her sabah güneşin sizi ısıtmasına lütfen izin verin.

  • Dionysos Yayın Group ile çalışırken eserinizin yayımlanma süreci nasıl geçti?

Ben Dionysos Yayın Group ile çalışmaktan gurur duyuyorum. Özellikle Ümit VARLIK Bey’den. Benim tüm tükenişlerimde bir danışacağım kişi, bazen bir sohbette arkadaşım oldu. Yayınevi ile antlaşmak kolay. Aranızda sözleşmenizi yaparsınız olur biter. Benim için sözleşmelerin dışındaki bağ önemli. Ümit Bey ve ekibi bu konuda çok profesyoneller. Buradan huzurlarınızda Dionysos Yayın Grubuna çok teşekkür etmek istiyorum. Siz bir yayınevi değil bizim için bir ailesiniz.

Eser yayımlanma süreci içinde bir kaç bir şey söylemek istiyorum. Kitabın yazım aşamasından tutun, hazır hale gelip basımına kadar ve bu konuda tam profesyonel kadrosu ile gece gündüz demeden tüm yazarlarımıza nezaketli bir şekilde hizmet verdiler. Kesinlikle tercih edilecek bir yayınevi olduğunu belirtmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir